BİR YAZAR BİR ROMAN: ANTHONY BURGESS VE OTOMATİK PORTAKAL
Anthony Burgess, (1917-1993) İngiliz yazar, besteci ve dilbilimcidir. Gerçek adı, John Anthony Burgess Wilson'dır. Anthony Burgess, zengin bir edebi miras bırkamıştır. Burgess'in tartışmalı eseri olan, Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) ile tanınmıştır. Otomatik Portakal, modern toplumun ve bireyin özgürlüğünü sorgulayan bir romandır.
1. BURGESS'İN HAYATIYLA İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOKTALAR
1. ANNESİNİN VE KIZ KARDEŞİNİN ÖLÜMÜ
Annesini ve kız kardeşini, İspanyol gribi salgınında kaybetti. Bu kayıplar, hayatı boyunca, hem kişisel hem de sanatsal kimliğini etkiledi.
2. YANLIŞ ÖLÜM TEŞHİSİ VE YAZARLIĞA ADANIŞ
Burgess 1959 yılında, Brunei'de İngiliz Hükümeti adına eğitim danışmanı olarak çalışırken bir gün sınıfta bayılır. Doktoralar, beyin tümörü tehşisi koyar ve bir yıllık ömrü kaldığını söyler. Bunun üzerine Burgess, ailesine maddi bir miras bırakmak için yazarlığa yönelir ve bir yıl içinde beş tane roman yazar. Bir yıl sonra, doktorların yanlış teşhis koyduğu anlaşılır. Burgess, otuz üç yıl daha yaşar. Bu olay, onun yazarlık kariyerini başlatan önemli bir dönüm noktası olmuştur.
3. İLK EŞİ LYNNE'İN TECAVÜZE UĞRAMASI
Burgess'in eşi Lynne, 1944 yılında 2. Dünya Savaşı sırasında dört Amerika'lı askerin tecavüzüne uğrar ve bu olaydan sonra çocuğunu düşürür. Bu olaydan sonra, Burgess'in şiddet ve insan doğasına dair düşünceleri derinleşir. Bu olayın etkileri, Otomatik Portakal gibi eserlerinde hissedilir.
4. NADSAT DİLİNİN KÖKENİ
Otomatik Portakal kitabında kullanılan Nadsat adı verilen yapay dil, Burgess'in dilbilimi çalışmalarının sonucunda ortaya çıkmıştır. Nadsat dili, İngilizce veRusça dillerinin karışımı gençlik argosudur. Burgess, Malaya (günümüzdeki Malezya) ve Brunei'de çalışırken çeşitli dilleri köken olarak inceleme fırsatı buldu. Burgees, Nadsat dilini yaratırken, bu dillerin birleşiminden de ilham aldı. Burgess'e göre dil, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kültür ve kimlik taşıyıcısı bir araçtır.
5. MÜZİK TUTKUSU VE BEETHOVEN SEVGİSİ
Burgess, müziği de tutkuluydu. Besteci olarak 250'den fazla eser yazdı, yazarlık yönü bestecilik tarafını gölgede bıraktı. Beethoven'a olan sevgisi, Otomatik Portakaldaki Alex karakterine yansıdı. Alex'in şiddet dolu dünyasına, Beethoven'ın 9. Senfonisi hem ironi hem de düzenin simgesi olarak yansıdı. Burgess, bir söyleşide, ''Beethoven olmasaydı, Alex de olmazdı.'' demiştir.
6. STANLEY KUBRİCK İLE İLİŞKİSİ
Otomatik Portakalın yönetmeni Stanley Kubrick, romanı sinemaya uyarladığında Burgess, eserinin yanlış anlaşılmasından dolayı hayal kırıklığına uğradı. Ancak filmin başarısı, kitabın geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Burgess, şaka yollu; ''Kubrick, kitabımı benden daha ünlü yaptı.'' demiştir. Filmde şiddetin yoğun olarak işlenmesi, Burgess'in kitapta vermek istediği felsefi mesajların gölgede kalmasına neden oldu.
7. MİRAS VE MANCHESTER BAĞLANTISI
Burgess, hayatının büyük bölümünü yurtdışında geçirmesine rağmen Manchester köklerini her zaman derinden hissetti. Eğitim aldığı Manchester Üniversitesi'nde edebiyat ve müzik üzerine çalıştı. Bugün Manchester'da bulunan the International Anthony Burgess Foundation'da, Burgess'in yazıları, besteleri ve arşivleri bulunmaktadır.
8. ÇOK YÖNLÜ BİR SANATÇI
Burgess, yalnızca roman yazarı değil, aynı zamanda oyun yazarı, eleştirmen ve senaristti. Hatta 1977 yılında BBC için Jesus Of Nazareth adlı bir senaryo yazdı, ancak bu senaryo reddedildi. Bunun üzerine Burgess, İsa'nın hayatını anlatan roman yazmaya karar verdi: Man Of Nazareth. Bu eser, Burgess'in teolojik konulara ilgisi olduğunu ortaya koyar.
Anthony Burgess'in hayatı, sanat ile kişisel trajedilerin kesiştiği bir hikayedir. Hem yaşadıkları hem de ürettikleri, onun çok yönlü bir deha olduğunu kanıtlar.
2. OTOMATİK PORTAKAL VE YARATIM SÜRECİ
⦁ 1962'de yayımlanan Otomatik Portakal, şiddet dolu gençlik çetelerini ve toplumun birey üzerindeki kontrolünü sorgular. Romanın başkahramanı Alex, hem şeytani bir suçlu hem de insan ruhunun derinliklerini temsil eden bir karakterdir.
⦁ Romanda, Nadsat adlı yapay dil kullanılmıştır. Burgess, dilbilim konusundaki uzmanlığını bu dili yaratmada kullandı.
⦁ Otomatik Portakal, hem edebi hem de sinematik başarı elde etti. 1971'de Stanley Kubrick tarafından filme uyarlandı. Ancak film, şiddet içeriği nedeniyle birçok ülkede yasaklandı. Bu durum, Burgess'i rahatsız etti. Çünkü romanın derin felsefi mesajlarının bu tartışmalar arasında kaybolduğunu düşündü.
⦁ Burgess, romanı yazarken güçlü bir şekilde kendi yaşamından esinlenmiştir. 1944 yılında hamile olan eşi Lynne, askerler tarafından tecavüze uğramıştır. Bu olay Burgees'in hayatında derin bir travma yaratmıştır. Bu travmalar, Otomatik Portakaldaki şiddet temalarının oluşmasında etkili olmuştur. Romanın merkezindeki ahlaki ikilem; bireyin özgürlüğü mü yoksa toplumsal düzen mi önceliklidir?
ROMANIN BAŞARISI VE ROMANA DAİR ELEŞTİRİLER
Otomatik Portakal, yayımlandığı dönemde farklı tepkiler aldı. Bazı eleştiriler, Burgess'i överken, bazı eleştiriler şiddeti övdüğü yönündeydi. Burgess, romanın bir ahlak hikayesi olduğunu ve bireyin özgürlüğünün toplumun baskısından daha üstün olduğunu savunuyordu. Romanın adının kendisi bile bu fikri simgeliyor; ''Otomatik Portakal'', bir şeyin içinin yapay olduğunu ima eden Cockney İngilizcesi bir deyimden esinlenmiştir.
Roman. 1971 yılında Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlandığında, Burgess, tartışmalardan dolayı rahatsız oldu. Kubrick'in yorumu, romanın derin felsefi boyutuna değil, şiddet sahnelerine odaklanmıştı. Bu durum Burgess'i eleştirilere karşı savunmasız bırakmıştı. Burgess, bu durumu şu şekilde eleştirmiştir; ''Kitap, şiddet karşıtı bir ahlak masalıydı, ama film şiddeti kutlayan bir fenomene dönüştü.''
OTOMATİK PORTAKAL'IN YASAKLANMASI VE ETKİLERİ
Film, İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede gençler arasında kopya suçlara yol açtığı gerekçesiyle yasaklandı. İngiltere'de, bazı suç olaylarının medyada filmle ilişkilendirilmesinden dolayı, Kubrick film gösterimden geri çekti. Roman sansüre uğramadı, ancak zamanla daha sert eleştiri ve inceleme sürecinden geçti. Şiddetin bir çözüm değil, bir sonuç olduğunu vurgulayan Burgess, romanın derin anlamının popüler tartışmalar arasında kaybolduğunu söyledi.
SON BÖLÜM TARTIŞMASI
Burgess'in romanı, orjinal olarak yirmi bir bölümden oluşur. Ancak ABD'de yayımlanan ilk baskısı ve Kubrick'in filmi, son bölümü içermez. Son bölümde Alex, büyüdükçe şiddetten ve kaostan uzaklaşır, olgun bir hayata özlem duyar. Burgess, son bölümü romanın ahlaki dengesini sağlamak için önemli buluyordu. Çünkü eserin ana mesajı bireyin değişebilme ve olgunlaşabilme kapasitesine dayanıyordu. Son bölümün çıkartılması, okuyucuların ve izleyicilerin Alex'i kaotik bir figür olarak algılanmasına yol açtı. Burgess bu durumu, ''Romanımın ruhu silindi.'' diyerek eleştirmiştir.
BURGESS'İN MİRASI
Anthony Burgess, hayatı boyunca otuzdan fazla roman, iki yüz eliden fazla müzik bestesi ve çok sayıda makale yazdı. Ölümünden sonra Manchester'da kurulan, The International Anthony Burgess Foundation, onun çalışmalarını ve mirasını yaşatmak için kuruldu. Burgess, yaşamı boyunca insan doğasının derin çelişkilerini anlamaya çalışmış ve eserleriyle bireyin özgürlüğünü savunmuştur.
Otomatik Portakal, sadece bir roman değil, aynı zamanda sanatın insanlık üzerindeki etkisini tartışan bir başyapıttır. Burgess'in Hayatı ve eserleri sanatın bir yazarın kişisel travmaları ve deneyimleriyle nasıl iç içe geçebileceğini gösteren güçlü bir eserdir.
KAYNAKÇA
1. ANTHONY BURGESS: OTOMATİK PORTAKAL VE ŞİDDET ÜZERİNE
https://medyascope.tv/2021/12/12/anthony-burgess-otomatik-portakal-ve-siddet-uzerine-1973-turkce-altyazili/
2. YARDIMCI DOÇENT DOKTOR AYLA OĞUZ - ANTHONY BURGESS'İN OTOMATİK PORTAKAL ADLI ROMANINDA ŞİDDET VE SOSYAL ÖĞRENME
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1520643
3. WİKİPEDİA ANTHONY BURGESS MADDESİ
https://en.wikipedia.org/wiki/Anthony_Burgess
Yorumlar
Yorum Gönder