SİNEARKEOLOJİ: BİR YÖNETMEN BEŞ FİLM - ANDREY TARKOVSKİ VE SİNEMA DÜNYASI

Andrey Tarkovski, sinema tarihinin en iyi ve en etkileyici yönetmenlerinden biridir. Filmleri, insanın ruhunun ve zihninin derinliklerine iner. Ayrıca filmleri, görsel açıdan benzersiz eserlerdir. Ünlü yönetmen Tarkovski'nin filmleri ve yaşamıyla ile ilgili bazı anektodlar; 


NOSTALJİ (NOSTALGHİA - 1983)

Tarkovski'nin İtalya'da çektiği bu film, Tarkovski'nin geçmişe duyduğu özlemin beyaz perdeye yansımasıdır. Filmdeki mum sahnesi, yönetmenin ''zamana tanıklık eden ritüel'' oluşturma arzusunu temsil eder. Tarkovski,  bu sahneyi tek planda çekmek istiyordu. Tarkovski sahneyi tek planda çekebilmek için aktör Oleg Yankovsky'yi defalarca mumla yürüterek performasını kayıt altına almıştır. Büyük bir sabır gerektiren bu çekim için Tarkovski, ''sanat sabırdır'' demiştir. 


ZAMANDA YOLCULUK (SOLARİS - 1972)

Tarkovski'nin Stanislaw Lem'in romanından uyarladığı filmdir. Zamanda Yolculuk filmi bilimkurgu türüne yeni bir anlam kazandırmıştır. Film, teknolojiye odaklanmaktan ziyade, karakterlerin iç dünyasına odaklanır. Tarkovski filmde, vefat eden annesi ile kurduğu bağdan ilham almıştır. Filmdeki Kris'in annesiyle olan sahneleri çekerken, Kris'i canlandıran oyuncuyu bilinçli olarak zorlayarak, gerçek bir bağ kurmasını istemiştir.


İZ SÜRÜCÜ (STALKER - 1979)

İz Sürücü, Tarkovski'nin dönüm noktalarından biridir. Film, gerçek ile hayal, bilim ile mistisizm arasındaki ince çizgide  dolaşır. filmin çekimi sırasında kimyasal bir sızıntı meydana gelir. Filmin çekiminden yıllar sonra ekibin birçoğu, kimyasal sızıntıdan dolayı sağlık sorunları yaşamıştır. Ayrıca filmde geçen diyalogların bir kısmı çekim sırasında doğaçlama olarak yazılmıştır.


AYNA (ZERKALO - 1975)

Ayna filmi Tarkovski'nin en kişisel filmidir. Film, Tarkovski'nin çocukluk anılarına, ailesine ve annesine duyduğu derin sevgi ve saygının sonucudur. Filmde Tarkovski'nin annesini gerçek annesi Maria Vishnyakova canlandırmıştır. Bu durum filmdeki duygusallığın artmasına neden olmuştur. 


SİLİNDİR VE KEMAN (1961)

Film, Tarkovski'nin mezuniyet filmidir. Film, küçük bir çocuğun, bir işçi ile kurduğu dostluğunu merkezine koyar. Silindir ve Keman filmi, Tarkovski'nin gelecekte göreceğimiz sinema dilinin ilk örneğidir. Tarkovski filmin çekimleri sırasında, bir sahnede doğru ışığı yakalamak için günlerce beklemiştir. 


TARKOVSKİ'NİN FELSEFESİ

Tarkovski, sanatın ve sanatçının görevini, ''insanları daha iyi bireyler haline getirmektir'' diye savunuyordu. Filmlerinin ağır temposunun nedenini, izleyiciyi kendi varoluşu üzerine düşünmeye zorlamaktır, diye açıklar. ''Sanat sabırdır''  mottosuyla, eserlerinde ''zamansızlık'' duygusunu yaratmak için detaylara önem vermiştir. ''Sinema, zamanı oymaktır.'' sözü, onun zamana ve mekana bakış açısını özetler. 


ZAMAN VE MEKAN

Tarkovski, filmlerinde zamanın doğasını ''şekillendirilmiş zaman'' olarak tanımlardı. Bu, onun benzersiz sinema anlayışını açık, seçik ortaya koyar. Uzun planlar ve minimal hareketlerle dolu sahneler, izleyiciyi düşsel yolculuğa çıkarır.

İz Sürücü'deki, su ve pas teması, bir mekanın değil, aynı zamanda insan ruhunun ve zamanın yıpranışını simgeler.

Ayna'daki rüzgarla dans eden perdeler yada camdaki yağmur damlaları gibi detaylar yaşamın geçiciliğine ve anıların izlerine göndermedir. 


DOĞA OLAYLARI VE MİSTİSİZM

Tarkovski'nin filmlerinde doğa olayları önemli bir yer tutar. Dört element, Tarkovski'nin elinde metafizksel bir boyut kazanır. 

Zamanda Yolculuk filminde, gezegenin okyanusu, insanların bilinçaltını yansıtan bir benzetmedir.

İz Sürücü filminde, Zona'nın sisli, çamurlu ve yağmurlu ortamı, karakterlerin iç dünyasını yansıtmaktadır.

Nostalji filminde terk edilmiş mekanlar, insanın yanlızlık ve mealnkoliyeyle olan bağını ortaya koymaktadır.

Tarkovski, doğa olaylarını filimlerinde yalnızca estetik unsur olarak değil, aynı zamanda duygusal etki yaratmak için de kullanır. Filmindeki bir sahnede, yağmurun huzur veren ama aynı zamanda melankolik etkisini şu şekilde ifade etmiştir; 

''Yağmur, yalnıza dış dünyayı değil, iç dünyamızı da temizler.''


RÜYALAR VE BİLİNÇALTI

Tarkovski'nin flimlerinde rüya ve gerçeklik arasındaki sınır bazen aşırı bulanıktır. Bu, onun insan ruhunun karmaşıklığını anlatış biçimidir. 

Ayna filminde, bir rüya sahnesinde, çocukluk anılarıyla savaşın gerçekleri iç içe geçmiştir.

Zamanda Yolculuk filminde, Kris'in rüyaları, suçluluk ve kayıp duygularıyla yüzleşmesini sağlar. 

İz Sürücü filminde Zona, karakterlerin bilinçaltı arzularının ve korkularının vücut bulmuş halidir.

Tarkovski'ye göre, rüyalar sinemanın özüdür. Bir söyleşisinde rüyalar için;

''Rüyalar, insanın ruhunun derinliklerine açılan kapılardır. Sinema, bu kapıları açabilen bir sanat dalıdır.'' demiştir. 


ÇEKİM SÜRECİNİN ZORLUKLARI

Tarkovski'nin setlerdeki titizliği, ekibi ve oyuncuları zorlayan bir durumdur. Bu durum olağanüstü bir sinema dilini ortaya çıkaran bir durumdur.

İz Sürücü filminin ilk çekimleri, teknik hata nedeniyle tekrar çekilmek zorunda kalmıştır. Tarkovski tekrar çekim sürecini, film görsel ve tematik olarak daha güçlü hale gelmiştir diyerek savunur.

Andrey Rublev'in final sahnesindeki ikon yapımı süreci, yüzlerce figüranın kullanıldığı ve yaklaşık olarak üç hafta süren bir çalışmayla tamamlanmıştır. Tarkovski sahneyi, ruhun yaratıcı gücünün simgesi olarak görüyordu.


TARKOVSKİ'NİN SİNEMA MANİFESTOSU

Tarkovski, sanatı ve sinemayı bir ''duygu yaratma'' aracı olarak görüyordu. Tarkovski, Zaman Zaman İçinde kitabında bu durumu şu şekilde açıklar;

''Sanat, insanın ruhsal bir ihtiyacıdır. İnsanı varoluşunun anlamını aramaya yönlendirir.''

Ona göre, sinema eğlence aracı değil, insanın en derin sorunlarına cevap arayan bir meditasyon biçimidir.


TARKOVSKİ VE SESSİZLİĞİN GÜCÜ

Tarkovski, sessizliğin ve sesin birlikteliğiyle birlikte duygusal yoğunluk yaratmaktadır. Onun sineması, kelimelerden çok görüntüler ve seslerden oluşur.

İz Sürücü filmindeki uzun sessizlikler, karakterlerin içsel çatışmalarını izleyiciye aktarır. Zona'nın derin sessizliği, tedirgin edici bir atmosfer yaratırken, aynı zamanda huzurlu bir meditasyon alanı gibi hissettirir.

Ayna filmindeki doğanın sesleri, karakterlerin anılarını tetikleyen bir arka plan oluşturur. Rüzgarın hışırtısı, damlayan suyun sesi veya uzaklardaki kuşların cıvıltısı gibi unsurlar, filmi izleyici için dokunsal bir deneyime dönüştürür.

Tarkovski'ye göre sessizlik, bir boşluk değil, ''işitilebilir bir varlıktır''


TARKOVSKİ VE MANEVİYAT

Tarkovski'nin filmleri, sık sık dini ve manevi temalara dokunur. Bunu yaparken, herhangi bir dogma ya da klişe olarak kullanmaz. Onun sinema dili, insanın ruhsal arayışını ve Tanrı ile olan ilişkisini kişisel bir düzlemde sorgular. 

Andrey Rublev'de bir ikon ressamının manevi krizleri ve sanatın anlamı anlatılır. Film, yaratım sürecinin ilahi bir eylem olduğunu vurgular.

İz Sürücü filminde Zona, bir tür kutsal alan olarak tasvir edilir; bu alan, yalnızca inancı olanların gerçek dileklerini gerçekleştirebileceği bir mekandır.

Tarkovski'nin; ''Sanat, insanın Tanrı'ya ulaşmak için attığı bir adımdır.'' sözü, manevi yaklaşımını özetler.


TARKOVSKİ VE MODERNİTE ELEŞTİRİSİ

Tarkovski'nin filmleri, modern dünyanın mekanikleşmesine ve insanın duygusal derinliğini kaybetmesine karşı bir eleştiri niteliğindedir. Teknoloji ve ilerlemenin insanlık üzerindeki etkisini sorgular.

Zamanda Yolculuk filminde, uzay istasyonu gibi ileri teknoloji ürünleri bile insanın temel duygusal ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bu, bilimin insan ruhunu anlamakta yetersiz kaldığını bize anlatır.

Nostalji filminde, modern dünyanın hızına karşı sanatçının melankolik yalnızlığını işler. Filmdeki karakterler, tarihsel ve kültürel değerlerini kaybeden bir dünyada anlam arayışındadır. 


TARKOVSKİ'NİN İLHAM KAYNAKLARI

Tarkovski, hem Rus hem de batı edebiyatından derin biçimde etkilenmiştir. Dostoyevski, Tolstoy, Pushkin gibi yazarlar, onun insana dair derin anlayışını şekillendirmiştir. 

İz Sürücü filmindeki karakterler ve tema, Dostoyevski'nin ''İnsan ruhunun sınırlarını sorgulama'' geleneğini yansıtır.

Zamanda Yolculuk ve Nostalji gibi filmler, Tarkovski'nin İtalyan şiirine olan sevgisini ve Avrupa sanat sinemasından aldığı ilhamı ortaya koyar. 


TARKOVSKİ'NİN SANATIN DOĞASI ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ

Tarkovski’ye göre sinema, insan ruhunun sınırlarını keşfetmek için en güçlü araçlardan biriydi. O, sinemanın sadece bir hikaye anlatma aracı değil, aynı zamanda bir düşünce biçimi olduğuna inanıyordu.

"Sanat, bir eğlence ya da kaçış değil, insanın varoluşunun anlamını sorgulamak için bir araçtır."


Tarkovski’nin bu felsefesi, filmlerinde ağır ve zorlayıcı bir tempo tercih etmesine neden olmuştur. Ona göre, sinema izleyiciyi yormamalı, aksine onu kendi iç dünyasına yönlendirmeliydi.


KAYNAKÇA

1: ANDREY TARKOVSKİ - ZAMAN ZAMAN İÇİNDE


2: FYODOR DOSTOYEVSKİ - KARAMAZOV KARDEŞLER, SUÇ VE CEZA

(DOSTOYEVSKİ, TARKOVSKİ'NİN BÜYÜK BİR HAYRANLIK DUYDUĞU VE ESERLERİNDE TEMATİK ETKİLER BIRAKAN ÜNLÜ RUS ROMAN YAZARIDIR.)


3: JAMES M. QUANDT - THE POETRY OF APOCALYPSE: THE FİLMS OF ANDREİ TARKOVSKY

(http://www.nostalghia.com/TheTopics/Quandt_Essay.html) 


4: DİANA İVANİÇEVA - ZAMAN İÇİNDE RESİM: ANDREİ TARKOVSKY'NİN SANAT SİNEMASINDA ZAMAN VE SANAT 

(https://www.academia.edu/76886746/Painting_in_Time_Time_and_Art_in_Andrei_Tarkovsky_s_Art_Cinema) 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİNEARKEOLOJİ: EN İYİ 50 SOVYET FİLMİ

SİNEARKEOLOJİ: BİR YÖNETMEN BEŞ FİLM - SERGEY AYZENŞTAYN VE SİNEMA DÜNYASI