NOTALAR DÖKÜLMÜŞ ŞİİRLER: MAHUR "MAHUR BESTE"

 MAHUR "MAHUR BESTE"


şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız

o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız

yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız

o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız


bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı

güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı

hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı

gittiler akşam olmadan ortalık karardı


bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra

sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara

simsiyah bir teselli olur belki kalanlara

geceler uzar hazırlık sonbahara


Atilla İlhan (15 Haziran 1925 - 10 Ekim 2005) Tutuklunun Günlüğü (1973) 


"O mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız" cümlesiyle, okuyucuların ya da dinleyicilerin aklında yer edinen, Mahur şiiri, sevgiliye mi yazıldı? Yoksa bir ağıt mı? Çoğu kişi bu şiiri sevgiliye yazılan bir şiir sansa da işin aslı çok başka. Bu yazıda; Mahur Beste olarak bilinen, Atilla İlhan'a ait Mahur şiirinin hikayesi sizlerle.


Yıl 12 Mart 1971. Sonu üç gencin idamı ile sonuçlanan olaylar zincirinin ilk halkası. Tırnak içinde; Toplumsal olayların arttığı, karşıt görüşlü gruplar arasında çatışmaların yaşandığı bir süreç. Bu sürecin bedelini ödeyen; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve öldürülen katledilen onlarca devrimci genç.Takvimler; 6 Mayıs 1972 yılını gösterdiğin de, üç fidan darağacında çiçek açtı. Kimine göre eşkiyalardı, kimine göre romantik gençlerdi. Bana göre...


Tarih 6 Mayıs 1972, Yer İzmir, Karşıyaka - Alsancak vapuru. O sabah, vapurda yolculuk yapan insanlar arasında şair Atilla İlhan'da vardı. Radyo da acı bir haber. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. Vapurun yol aldığı deniz bile üç gencin yasını tutmak için simsiyah kesildi. Ve Atilla İlhan yanında taşıdığı defterine, şiirin ilk dizelerini not aldı. "Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız / o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız." Atilla İlhan, vapurda kimsenin olmadığı bir köşe de yüksek sesle tekrarladı ilk dizeleri. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca yüksek sesle tekrarladı ilk mısraları.


Mahur şiiri, Denizler için yakılan bir ağıttır. Ya, Müjgan kimdi. Aslında, Müjgan hiç kimsedir ve sadece Atilla İlhan'ın kirpikleridir. Zira müjgan, Farsça kirpik anlamına gelmektedir. Atilla İlhan'ın "müjganla ağlamak" İle anlatmak istediği, üç fidanın arkasından döktüğü gözyaşıdır. Müjgan hiç kimsedir, Müjgan darağacında çiçek açan üç gençtir.


Atilla İlhan, Mahur şiirinin hikayesini şu kelimelerle anlatmaktadır; "12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra… Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm”


Şiir Ahmet Kaya tarafından bestelenmiştir. Ahmet Kaya kayıdı Attila İlhan'a dinletir ve şair şarkıyı beğenir. Atilla İlhan şiirin hikayesini, Ahmet Kaya'ya ve eşine anlattı. Ahmet Kaya Nota Kitabı 3'te şiir ve bestele ilgili şu anektodu geçmektedir;


"Hep olduğu gibi, bu şarkıyı daha önce yapmış, sonra dinletmiştir Atilla İlhan'a. Şairin mekanı yine Taksim'de Cafe Pandrossa'dır. Atilla bey seni benden daha çok seviyor Gültenciğim, valla dolayısıyla, şarkının haberini ustaya vermek yine sana düşüyor der Gülten'e. Telefon görüşmesinden sonra, bir sabah kalkıp şaire giderler Gülten'le. Bu defa şair anlatır kendi yaratı öyküsünü:


"12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyar, Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindiğinde Deniz bulanıktık, hırçın ve çalkantılıdır. Simsiyah açmış bir gökyüzünün altında, acı bir yel esintisinin ortasında gelir şiirin ilk mısraları. Vapurda sessiz bir köşe bulup her zaman ki alışkanlığı ile ilk mısraları yüksek sesle tekrarlar. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürür." (...)


Atilla İlhan'ın önerisi ile Ahmet Kaya ile ortak dostları olan, Ülkü Karaosmanoğlu video klibin senaryosunu yazmıştır.


Yazımı, darağacında çiçek açan üç fidanın son sözleri ile bitirmek istiyorum.


"Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın işçiler, köylüler!”

Deniz Gezmiş


"Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler! Kahrolsun faşizm!"

Hüseyin İnan


"Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika'nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler! Kahrolsun faşizm!"

Yusuf Aslan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİNEARKEOLOJİ: BİR YÖNETMEN BEŞ FİLM - ANDREY TARKOVSKİ VE SİNEMA DÜNYASI

SİNEARKEOLOJİ: EN İYİ 50 SOVYET FİLMİ

SİNEARKEOLOJİ: BİR YÖNETMEN BEŞ FİLM - SERGEY AYZENŞTAYN VE SİNEMA DÜNYASI