NE OKUMALI: İNSAN NEYLE YAŞAR?
İnsan Neyle Yaşar? Tolstoy’un sorusuna cevap Zülfü Livaneli’den geliyordu; “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey” Bana göre Tanrının yeryüzünde ki gölgesi olan Meleğin dediği gibi; ‘’Seven insan Tanrı’nın, Tanrı da onun içindedir, çünkü Tanrı sevgidir.’’ İnsan Neyle Yaşar? Sorusunun cevabı ‘’SEVGİDE’’ gizli.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisinden okuduğum, İnsan Neyle Yaşar? kitabı, konu olarak birbirine benzeyen altı kısa öyküden oluşmaktadır. Öyküler, Tolstoy’un yaşamının son dönemin de filozof yönüyle çok sık düşündüğü, din ve ahlak anlayışını insan sevgisi üzerinden anlatmaktadır.
İnsanoğlu, ilk var olduğu günden beri, benliğinin gerçekliğini aramıştır. Antik Çağdan, günümüze kadar düşünürler, insanın var oluşsal nedenini sorgulamıştır. İnsan kendisini kimin yarattığını, neden yarattığını merak etmektedir. Anlam arayışı içinde olan insan kedini aradığı cevaba göre hazırlamaktadır.
Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar? eserinde insanın kendi benliğine yolculuğunu ve diğer insanlarla kurduğu iletişimi anlatmakta, insanın kendi benliğine yaptığı yolculukta ve diğer insanlarla kurduğu iletişim de dini inancın önemini vurgulamaktadır. Tolstoy, dinin temeline SEVGİYİ koymaktadır. Tolstoy’a göre insan kendisini sevmekle, Tanrı sevgisine ulaşacaktır. Tanrı’ya ve öz benliğimize ulaşmanın yolu SAF SEVGİDEN geçmektedir.
İlk öykü, yoksul kunduracı Semyon ve karısı Matryona’nın hikayesidir. Semon, karısına söz verdiği koyun postunu almak için yola çıktığında, yolculuğun sonunda hayatının değişeceğinden habersizdir. Kilisenin kapısında karşılaştığı çıplak adama önce şüpheyle yaklaşır. Sonra içindeki iyiliğe yenilerek, üstünde ki giysileri ona verir. Semyon, eve dönerken bütün parasını votkaya vermiştir. Eve döndüğünde beş parasız ve yanın da yabancı bir insan vardı. Bu yabancı kişi, bana göre Tanrı’nın yeryüzünde ki yansımasıdır. Tolstoy, büyük meleklerden biri olan Mikaili, bu yabancı adam ile tasvir etmiştir. Mikail’in Tanrı’dan getirdiği mesaj nettir; “Üç hakikati öğren: İnsanın içinde ne vardır, insana ne verilmemiştir ve insan neyle yaşar?”
Bu sorulara yanıt yine Mikail’den gelir; “İnsanın içinde sevgi vardır. Gerçek inananda bu sevgi Tanrı sevgisidir, Tanrı’nın ta kendisidir. İnsana kendi ihtiyaçlarının ne olduğu bilgisi verilmemiştir. İnsan içindeki Tanrı ile yaşar.” Tolstoy’un, Hristiyan Anarşist olduğunu göz önünde bulundurursak, Mikail ile kendini özdeşleştirerek din ve ahlak ile ilgili fikirlerini bize, Mikail’in gözünden anlatmaktadır. Tolstoy fikirleri nedeniyle Ortodoks Kilisesi’nden aforoz edilmiştir.
Tolstoy, sevgiyi merkezine alan bir ahlak anlayışını anlatıyor bizlere. Bu anlatıyı öyle bir biçimde yapıyor ki, okuyucu tarafından sorgulanabilir bir yanı olmuyor. Bu ahlak anlayışının sınırları kesin bir biçimde çizildiği için okuyucuya iki yol kalıyor; kabul etmek ya da kabul etmemek.
DENİZ DÜZGÜN
Yorumlar
Yorum Gönder