TUTUNAMAYANLAR: KANADI KIRIK GÜVERCİN NİLGÜN MARMARA
"Pencerede elmas tanecikler ve çevresinde delikler. Göz için. Deli. Çöl faresi. Kum bekçisi. Cımbız gözlü. İğne burunlu. Eskiden bir yıldızmış. Göğünü yitirmiş. Kumda şimdi. Falına bakıyor. Yeniden dönecek mi? Taneleri kimi zaman tek çıksın diye sayıyor. Olmuyor, çift çıkıyor. Bazen 'çift' tutuyor içinden. Bu kez de tek çıkıyor." Bazı şiirler vardır, şairin ruhunun en derinin de süzülüp gelir. Ve öyle bir an gelir ki, insanın ruhu kalemle, kağıtla, şiirle ölür. Nilgün Marmara da insanın ruhunu; derinlerde var olan şiirlerle öldürür. Benimde derinlerimde var olan ruhsal ızdırap Nilgün ile ortaya çıktı. Nilgün... Izdırabım ve masumca aşık olduğum ilk kadın. Johann Wolfgang von Goethe, Genç Werther'in Acıları kitabında, "Dünya hassas kalpler için cehennemdir." diyordu. Nilgün Marmara içinde bu dünya cehennemdi. Bu cehennemi, Canım Sıkıntı Sınırı şirinde dışa vurdu. "Sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden g...